lecture ne demek Konferansçının belâgatlı konuşmasından derinden etkilendik. - We were deeply impressed by the lecturer's eloquent speech. Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu. - The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner. Onun Waseda'daki son konferansı evi aşağı indirdi. - His last lecture at Waseda brought down the house.
20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği. Okutman döndüğünde o gizlice sınıftan kaçtı. - When the lecturer turned round, he sneaked out of the classroom.
1999-2023 Sesli lecture ne demek Sözlük. Onun dersleri korkunç sıkıcı. - His lectures are terribly boring.
Worldstarbets Rulet
Onun konferansları çok uzun. - His lectures are very long. lecture ne demek Onun dersleri korkunç sıkıcı. - His lectures are terribly boring.
Sadece örgütlenmemiş okutmanlardan nefret etmiyor musunuz? - Don't you just hate unorganized lecturers?. Bana ders anlatmak zorunda değilsin. - You don't have to lecture me. Çok sayıda öğrenci konferansta hazır bulundu. - lecture ne demek Many students were present at the lecture.
Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı lecture ne demek ve özellikle Faulkner hakkında konuştu. - The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
Yatırım Şartsız Deneme Bonusu Veren Siteler
Çok sayıda öğrenci konferansta hazır lecture ne demek bulundu. - Many students were present at the lecture. Konferanslar hakkında hassassın. - You are sensitive about lectures.
Betpot Kayıt
Konuşmacı mesajını dinleyicilere anlatamadı. - The lecturer couldn't get his message across to the audience.
Ben edebiyat üzerine ders vereceğim. - I will lecture on literature. Ben edebiyat üzerine ders vereceğim. - I will lecture ne demek lecture on literature.
Futbol Tv Programı
Sadece örgütlenmemiş okutmanlardan nefret etmiyor musunuz? - Don't you just hate unorganized lecture ne demek lecturers?. During class today the professor delivered an interesting lecture. Konuşmacı hızlı konuştuğu için az sayıda kişi onu izleyebildi. - Because the lecturer speaks quickly few people could follow him.
Türkçe Nasıl Söylenir
20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme lecture ne demek seçeneği. 1999-2023 Sesli Sözlük. Öğrenciler amfiye akın ettiler. - The students streamed towards the lecture hall. Ders iki bölümden oluşuyor; biri teorik, diğeri pratik. - The lecture is composed by two parts, one theoretical, the other practical. Sadece örgütlenmemiş okutmanlardan nefret etmiyor musunuz? - Don't you just hate unorganized lecturers?.
Bilimci evrenin yapısı üzerine bir ders verdi. - The scientist gave a lecture on the structure of the universe.
Özellikle, ben bir üniversite okutmanıyım. - Specifically, I'm a university lecturer. Öğrencilerden çoğu profesörün konferanslarını hazırlarken daha fazla zaman harcaması gerektiğini hissettiler.
Adana Demirspor - Kasımpaşa Sk Önemli Dakikalar
Bana ders anlatmak zorunda değilsin. - lecture ne demek You don't have to lecture me.
Ders saat 8'de başlar. lecture ne demek - The lecture starts at 8 o' clock. Öğrencilerden çoğu profesörün konferanslarını hazırlarken daha fazla zaman harcaması gerektiğini hissettiler. - Many of the students felt that the professor should have spent more time preparing his lectures.
Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve lecture ne demek öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar. Senin tarafından ders verilmem gerekmiyor. - I don't need to be lectured by you.